20 Mar “Tarihteki asimilasyoncu politikalardan ötürü Batı odaklı olan eğitim, kimliğimize ve ihtiyaçlarımıza dayanmıyor”
Arel Medya olarak Kutup Araştırma Heyeti İnuit Konsey Başkanı Lisa Koperqualuk ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Arş. Gör. Çiğdem Sofuoğlu moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide öğretim üyeleri Doç. Dr. Mehmet Taragay Ayçe ve Prof. Dr. Aşkın İnci Sökmen Alaca, Koperqualuk’a merak edilenleri sordu. Koperqualuk, Kuzey Kutbu’ndaki yaşama, eğitim sorunlarına ve Ünuitlerin uluslararası varlığına dair önemli açıklamalarda bulundu.
Haber: Gökalp Çifçi
Çiğdem Sofuoğlu: Bugün oldukça özel bir konukla beraberiz; Lisa Koperqualuk. Ben Çiğdem Sofuoğlu, İstanbul Arel Üniversitesinde araştırma görevlisi ve Yıldız Teknik Üniversitesinde doktora öğrencisiyim. Bugün pek önemli bir konu hakkında konuşacağız. Lisa, bize kendinden söz edebilir misin?
Lisa Koperqualuk: Öncelikle bu kıymetli röportaj daveti için İstanbul Arel Üniversitesi’ne teşekkür ederim. Nunavik, Kuzey Québec, Puvirnitug’da doğdum. Orada ilkokula gittim. Hayatımın ileriki zamanlarında oradan ayrıldım. Sonrasında lisansımı Montreal’de bir üniversitede siyaset bilimi üzerine yaptım. Ondan da sonra Québec şehrinde bulunan Laval Üniversitesi’nde Antropoloji üzerine yüksek lisans yaptım.
ÇS: Şu anda Kuzey Kutbu’nun hangi bölgesinde yaşıyorsunuz?
LK: Ben Montreal’de yaşıyorum ancak tüm ailem orada yaşıyor. Ait olduğum topluluğun adı Puvirnituq. Nunavik bölgesinde yaşıyordum. Burası benim doğduğum yer ve Kanada’da, Quebec eyaletinin bir parçası. Bu bölge 13,000 nüfusa sahip ve bu nüfusun yüzde 85’i İnuit.
ÇS: Şu anda yaşadığınız coğrafyanın zorlukları nelerdir?
LK: Kanada coğrafyası, İnuit Nunangat. Eğer coğrafyadan bahsedecek olursak, bilemiyorum. Belki de bu tam olarak sadece yaşadığımız coğrafi sorunlar değil ancak büyük çoğunluğu genç olan bir nüfusumuz var. Bu da eğitim sorunlarını beraberinde getiriyor. Ve tabii bir de uzak olmanın getirdiği sorunlar var. Ayrıca, Güney Kanada’daki gibi Kanada’nın diğer bölgelerinden daha yüksek bir yoksulluk oranımız var. Bununla beraber iş kolu sayısı az. Çünkü burası, Kanada’nın büyük şehir merkezlerinden çok uzakta. Ama sağlık merkezlerimiz, devlet dairelerimiz, okullarımız, hemşire istasyonlarımız var. İnuitler inşaat sektöründe olduğu gibi kendi işlerine sahip. Ayrıca birçok sanatçımız var, İnuit sanatçılar ve şarkıcılar. Sağlıklı bir büyüme oranımız var ama bu konut ihtiyacını artırıyor. Yani konut altyapısı eksik. Aslında tüm Arktik bölgesinde konaklama ihtiyaçlarına yönelik büyük sorunlarımız var. Ve iletişim teknolojisi ile ilgili diğer sorunlar da var, yani iletişim teknolojisi altyapısı gereksinimleri. Bildiğiniz gibi internet için, uyduya güveniyoruz ve fiber optiklerin topluluklarımıza gelmeye başlaması yeni bir durum. Artık daha yaygın hale geliyor ama bölgemizin uzaklığından dolayı büyük zorluklar var, evet.
ÇS: Bu zorluklarla Kanada hükümetinin ihtiyaçlarınızı tam olarak karşıladığını söyler misiniz?
LK: Bölgelerimize göre konaklama, sağlık hizmetleri, eğitim açısından ihtiyaçlarımızın tam olarak karşılanmadığını kesin olarak söyleyebilirim. Kültürel olarak uyumlu derslere geçmediğimiz takdirde eğitim büyük bir sorun teşkil ediyor. Tarihteki asimilasyoncu politikalardan ötürü Batı odaklı olan eğitim, kimliğimize ve ihtiyaçlarımıza dayanmıyor. Yani eğer eğitim sistemimizi kendimize göre ayarlarsak, müfredatın nelere öncelik verileceğini ve nasıl olacağını biz belirleriz. Birçoğumuz bunu belirliyoruz. Gerçekten güncel meselelerle ilintili olan bazı programlar var. Bunlar İnuit tarihi, İnuit edebiyatı, Kutup edebiyatı, sanatı, hükümet ilişkileri, federal hükümet ve eyalet hükümeti ile olan siyasi ilişkilerimiz gibi şeyleri ele alır. Öğrencilerimiz bu şeyleri öğrendikleri müddetçe topluluklarımıza geri dönebilir ve toplumumuza anlamlı bir şekilde katkıda bulunabilirler. Kısaca bunlar yaşadığımız bazı zorluklar.
ÇK: Tamam. Eğer soruları varsa diğer kıymetli konuşmacılarımıza da söz hakkı vermek istiyorum.
Mehmet Taragay Ayçe: Merhaba, ben İstanbul Arel Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Taragay Ayçe. Koperqualuk Hanım, benim Inuktitut öğretmenim ve aynı zamanda değerli bir arkadaşım. Ve şimdi, Lisa. İnuit toplumu diğer toplumlarla kültürel iletişim kuruyor mu?
LK: Bu ilginç bir soru. Çünkü bizim Kuzey Kutbu bölgesine yayıldığımızı biliyorsunuz. Bu göz önünde bulundurulduğunda iletişim projelerimizin olması için gerçekten çok az imkânımız var. Ama örneğin Fransa’da, Inuktitut öğrenme programının oluşturulduğunu biliyorum. Yani Paris’te Inuktitut öğrenen insanlar var. Bu çok ilginç bir program çünkü bu insanların bazıları zaten dilimizin temel bilgisine sahip olarak Kanada’ya geliyorlar. Ve şu an aynı zamanda arkadaşım olan bir tanesini tanıyorum ve kendisi Inuit örgütümüzde çalışıyor ve tamamen Inuktitut konuşuyor.
MTA: Nakurmiik (Teşekkürler)
LK: İlaali (Rica ederim)
MTA: Hangi toplumla kültürel ve geleneksel olarak benzer olduğunuzu düşünüyorsunuz?
LK: Yine ilginç bir soru, çünkü biz de daima kökenlerimizi merak etmişizdir. Asyalı insanları gördüğümüzde, bazen espri olarak onlara kuzenlerimiz deriz, ama bu, birbirimizi gerçekten tanıdığımız veya benzerliklerimizi gerçekten bildiğimiz anlamına gelmez. Ama bilmek gerçekten ilginç olurdu.
MTA: Türk toplumu sizi seviyor ve merak ediyor. Siz bölgenizde Türklerle hiç tanıştınız mı?
LK: Özel olarak kendi bölgemde Türkiye Türkleriyle tanışmadım ama Güney Kanada’da Türklerle tanışan ve onlarla ilişkileri olan diğer İnuitlerin varlığından haberdarım. Kuzey Kutbu’nun bir yerlerinde bir Türk bile yaşıyor olabilir. Çünkü bu ilişkilerin varlığını ve çocukları olduğunu duydum. Yani, evet, Kutuplarda yarı Türk, yarı İnuit çocuklar var.
MTA: Çok güzel. Peki İnuit halkı Türkleri biliyor mu? Kuzey Kutbu’nda Türkler nasıl biliniyor?
LK: Biz, Türkler veya tarihleri hakkında çok şey bilmiyoruz. Bu yüzden Türk tarihi hakkında bilgi sahibi olduğumda büyüleniyorum. Tarihe oldukça ilgi besliyorum. Ve ne zaman kökenler hakkında, mesela İstanbul ve İstanbul’un nasıl Türkleştiği gibi konularda bilgi edinsem, bunlar benim için hayranlık verici tarih anlatıları. Evet ama dil veya ülke olarak, Türkiye hakkında çok şey bilmiyoruz.
MTA: Daha önce İnuit halkı olarak Türkiye ile kültürel ve ticari ilişkiler yaşadınız mı?
LK: Hayır, yaşamadık. İnuit olarak özel olarak herhangi bir ülke ile birebir ilişkilere sahip değiliz, çünkü her birimiz, aslında dört ülkede yaşıyoruz, ama ben Kanada’danım. Yani ilişkiyi kuran Kanada olur, Alaska olur veya Grönland’ın içindeki bölgeler olur. Grönland ve Danimarka’nın bunun gibi ilişkileri var. Yani uluslararası yaptığımız işler aracılığıyla ilişkilerimiz var. Yani şu anda İnuit Kutup Konseyi’ni hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli’nde temsil ediyorum. Yani bu tür ilişkiler uluslararası arenada gerçekleşir ve çok ilginçtir. Çünkü İnuit sesini getirmek için oradayız.
Aşkın İnci Sökmen Alaca: Tamam, size son soruları soruyorum, ben uluslararası ilişkiler profesörüyüm. Adım Aşkın İnci Sökmen Alaca. İnuit topluluğu, Kuzey Kutbu’nda Türk üniversitelerinin bilim, eğitim ve sanat alanlarında çalışmalarına sıcak bakıyor mu? Bu soruyu sordum çünkü biz, üniversitemizde Polar, Uzay ve Okyanus Enstitüsü’nü açmayı planlıyoruz. Bu nedenle, bu ilişkiyi bölgelerinizde geliştirmemiz gerektiğini düşünüyoruz.
LK: Evet. Bu da ilginç bir soru, bu tür iş birliklerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Şu anda size bir örnek verebilirim. ICC Kanada, Inuit Kutup Konseyi Kanada, sürdürülebilir deniz taşımacılığı için Memorial Üniversitesi ile iş birliği yapıyor, çünkü bu, gün geçtikçe önemli bir konu haline geliyor. Ve bu iş birliğinin konusuna bağlı çünkü konuya bağlı olarak, bunun gibi araştırmalarda iş birliği türünden bir ilişkiye doğrudan sahip olabiliriz. Ama bir üniversite kurmak bambaşka bir şey. Bu farklı, ama bir iş birliği yapmak mümkün, evet.
AİSA: Teşekkür ederim. Türkiye’nin bölgenizde bir okul, fabrika, hastane veya ticaret merkezi açmasını veya sera kurmasını nasıl karşılarsınız? Belki Türkler bölgenizdeki sorunlarınıza yardımcı olmak istiyorlardır. Bunu nasıl karşılarsınız?
LK: Aman Tanrım! Bunun kimin ilgisini çekebileceğini görmek için topluluklarımızla ve bölgelerimizle görüşülmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii bir de bir şey kurmak veya bir şey yapmak için, bunu Kanada üzerinden yapmanız gerektiğini zannediyorum. Tabii, ayrıca toplumlarımızla iyi iletişim kurmayı da gerektiriyor.
AİSA: Kanada hükümeti bu konularda yabancı yatırımcıları destekliyor mu, özellikle de Türk yatırımcıları?
LK: Bilmiyorum. Kanada hükümetinin belirli projeler için bütçe sağladığını biliyorum, evet. Araştırmak ve belirli projeler kapsamında gelişmekte olan ülkelere yardım etmek için. Ama bu konuda sorunuzu cevaplayamam. Gerçekten bilmiyorum. Bunu incelememiz gerekir.
AİSA: Şu anda Kuzey Kutup bölgesi her zaman uluslararası gündemde, genellikle çevresel yıkımlar konuşuyoruz ama madalyonun diğer yüzü turizm. Ve Kutup insanları turizme sıcak bakıyorlar mı?
LK: Kuzey Kutbu’nda turizm farklı şekillerde gerçekleşiyor. Ve Inuit toplulukları turizme açıklar. Turizm, Inuitlere kültürlerini paylaşma ve aynı zamanda ekonomik kalkınma için fırsatlar sunuyor. Yani buna belirli bir yere kadar açıklar. Ayrıca dikkatli olmamız gerekiyor çünkü turizm, yolcu gemilerini ve meraklı insanları beraberinde getiriyor. Topluluklarımıza direkt bir zararı olmasa bile karaya çıkıp bazen belirli görülecek yerleri tahrip edebiliyorlar. Bu yüzden turistleri nasıl karşıladığımız konusunda dikkatli olunmalı ve bir plan doğrultusunda hareket edilmeli.
AİSA: Bu bölge halen bir gizem ve dünya çapında birçok insan orada neler olup bittiğini merak ettiğini düşünüyorum. Belki turizm bu türden düşüncelere cevap verebilir. Ve son olarak Türkiye’den ve Türk halkından beklentileriniz neler?
LK: Inuit Circumpolar Konseyi, şu anda gerçekleşen iklim değişikliğine ilişkin hükümetlerarası panel ve kalıcı danışmanlık statüsü kazanmak için çok çalıştığımız Uluslararası Denizcilik Örgütü gibi uluslararası arenalara girdiğinde devletlerin taleplerimizi onaylaması gerekiyor. Yani örneğin UDÖ’da ihtiyacımız olan şey, kalıcı danışmanlık statüsü kazanmamız için Türkiye’nin sözlü destek göstermesi. Bu çok makbule geçen ve ihtiyacımız olan bir şey çünkü biliyorsunuz, biz uluslararası süreçlerle ilgiliyiz ve bu bizim kendi kaderimizi tayin etmemizin bir yolu. Kuzey Kutbu ile ilgili uluslararası karar alma süreçlerinin bir parçası olmak için yönetimimizi kullanmak, yerli halk olarak bize göre temel hakkımızdır. Kuzey Kutbu’nda yaşıyoruz ve Kuzey Kutbu’na ait özel bilgilere sahibiz. Bu nedenle Türkiye’den gelen her türlü destek derinden takdir edilmektedir. Ve bunun ilişkimizi de geliştireceğini düşünüyorum.
AİSA: Kıymetli röportajınız için teşekkür ederiz.
LK: Teşekkürler.
MTA: Taima? (Kapatıyoruz?)
LK: Taima. (Kapatıyoruz.) Beni davet ettiğiniz için teşekkür ederim.
ÇS: Geldiğiniz ve bilgilerinizi ve içgörünüzü bizimle paylaştığınız için teşekkürler.
LK: Rica ederim. İlaali. (Rica ederim.)