11 Tem “Kariyerimin ilk adımlarını Arel Medya’da attım”
İstanbul Arel Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Radyo ve Televizyon Programcılığı Programından 2022 yılında mezun olan Tuğba Tura, kariyerinin ilk adımlarını attığı Arel Medya’dan, BBN Türk kanalına giden kariyer yolculuğunu ArelRepost’a anlattı.
İşe başlama sürecin nasıl gerçekleşti? İlk zamanlarda nasıl hissettin?
Arel Medya’da editör olarak çalışırken kendimi farklı alanlarda da geliştirmek için iş arayışına girdim. Önceliğim televizyondu ve BBN Türk kanalına stajyer olarak başladım. Televizyona girmeden önce orayı büyülü bir dünya olarak düşünürdüm, içine girince öyle olmadığını öğrendim. İlk işe başladığım günü hiç unutmuyorum. Bir bilgisayar verip haberlerin yazıldığı uygulamayı göstermişlerdi. Tabii haberin nasıl yazılacağını derslerde işliyorduk ama bizzat ulusal bir kanalda önünüze çıkması bambaşka bir şey. Hatta o an Aykut hocamızı aramıştım ne yapmam gerektiğini sormuştum. Korkmamamı ve öğrenmem için sormamı önermişti. Ben de öyle yaptım ve yavaş yavaş öğrendim.
Tam olarak televizyonda ne yapıyorsun? İşinin tanımını, işinle ilgili hazırlık sürecini bizimle paylaşır mısın?
Staj dönemimin ardından muhabir olarak kadroya girdim. Muhabir olduğum süreçte her sabah o günün haberi ne ise ona gider, ardından haberi yazardım. Ekran önüne geçtikten sonra durum değişti. Ekran bambaşka bir şey. Muhabirken ve dışarıda haber kovalarken, anons çekerken istediğin kadar hata yapabilirsin, özellikle de kameraman arkadaşınla aran iyiyse. Muhabir olduktan kısa bir süre sonra da bağlı olduğum kurumdan moderatörlük teklifi aldım ve kabul ettim.
Televizyonda bir günün nasıl geçiyor?
Programım saat 14’te başlıyor ben 10’da kanalda oluyorum. İlk önce günün önemli konu başlıklarını belirliyorum, alabileceğim her şeyi not ediyorum. Aynı zamanda yayının editörlüğünü de yaptığım için program KJ’lerini de yazıyorum, ardından konuk ayarlama süreci oluyor tabii. O genelde bir gün önceden ayarlanıyor. Program içeriği hazır olduktan sonra bana da sunması kalıyor. Her gün benim için keyifli ve eğitici bir süreç.
“Uygulamalı derslerin bizlere çok şey kattığını düşünüyorum”
Üniversitede aldığın eğitim, çalışma yaşamına nasıl yansıdı?
Bu soruya bir anımı anlatarak başlamak istiyorum. Okulun ilk yılında stüdyomuzda program yapmaya çalışıyorduk. Sınıf arkadaşlarımla görev dağılımı yaparken ben sunucu olmak istemiştim, kendimi ilk defa monitörde gördüğüm bir andı. Dersimizin öğretim görevlisi ise Akın Kılıç’tı. Akın Hoca’nın yanına gidip “Hocam, ben bugün deneyimlediğim bu anı, bir yıl içerisinde bir televizyon kanalında deneyimleyeceğim dedim” ve gerçekten öyle oldu. Canlı yayına çıktığım ilk gün hiç vaktim yoktu ve bana prompterı öğretmeleri gerekiyordu. Fakat benim uygulamalı derslerde prompterla çalışmış olmam, o gün beni bir sıfır öne geçirdi. Uygulamalı derslerin bizlere çok şey kattığını düşünüyorum. Özellikle radyo, televizyon gibi çok fazla kolu olan bir bölüm ise.
Arel Medya’daki kısmi zamanlı çalıştığın dönemde edindiğin tecrübeler, televizyonda yaptığın çalışmalara nasıl etki ediyor?
Arel Medya’da haftanın 3 günü çalışıyordum. Her pazartesi bir televizyon kanalında olduğu gibi toplantılar yapıp haftanın konularını belirlerdik. Buna alıştığım için televizyona geçtiğimde bu toplantılara hemen uyum sağladım. Arel Medya’da her hafta başka bir şey yapmaya çalıştım. Ben kültür-sanat konularına ilgiliydim. Bu yüzden yazarlar ve yayıncılarla röportaj yapmak ilgimi çekiyordu. Mesela şu an Türkiye’de en çok satanlar listesinde olan Botter Apartmanı kitabının yazarı Ayşe Övür’le röportajımı Arel Medya’da yaptım. Ki hala Ayşe hanımla görüşür, yeni projeler için konuşuruz. Kariyerimin ilk adımlarını Arel Medya’da attım. Arel Medya’da ben de oradaki arkadaşlarım da büyük tecrübeler edindi. Birçoğumuz henüz öğrenciyken sektöre girdik. Arel Medya’da yalnızca gazetecilik tecrübesi değil, grafik tasarımı, kısa film ve dergi gibi çeşitli alanlarda da tecrübeler edindik. Aykut hocamız işin püf noktalarını anlatıp ilham verirken Özkan hocamız ise sokağa çıktığımızda yapılması gerekenleri bizzat uygulamalı gösteriyordu.
“Gazeteci halkın tarafında olmak zorundadır”
Gelecekle ilgili kariyer planların, hayallerin nelerdir?
Benim için önemli olan iyi hikayelerin altına imza atmak. Beni izleyen birilerinin sesi olmak önceliğim… Maalesef dünyanın neresine gidersek gidelim medya ve iktidar ilişkisi çok kuvvetli. Bu yüzden gazetecisinden rejisine kadar herkes zorlanabiliyor. Gazeteci tarafsız olmak zorundadır lafına inanmıyorum. Gazeteci halkın tarafında olmak zorundadır. Ben de onu yapmaya çalışıyorum. İlerleyen dönemden isteğim ise uluslararası bir program yapımcısı olmak… Bir şeyler üretebildiğim ve bir şeyleri değiştirebildiğim sürece bu mesleğe devam edeceğim.
Son olarak iletişim fakültesi seçmeyi düşünen öğrencilere, birinci sınıfta okuyan arkadaşlarına ne söylemek istersin? Kendilerini nasıl geliştirebilirler; hayallerine, kariyer hedeflerine ulaşmak için nasıl çalışmaları gerekir?
Öncelikle okumak. Ne okursanız okuyun, okuduğunuz şey hiç beklemediğiniz bir anda sizi gelip bulur ve bambaşka bir kapı açar. Burada okumaktan bahsettiğim şey, kendini kitaplara kapatıp hiçbir şey yapmamak değil. Ben eğlenmeyi, dolaşmayı çok seven biriyim, doyasıya eğlenin ama merak etmeyi unutmayın. Merak olmazsa olmaz. Okuduğumuz kitapları gündelik hayattan uzak tutmamalıyız. Kitaplar, hayatı daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Kariyerlerinde ise kendilerine eğitimlerinin ilk yılından itibaren spesifik bir alan belirlemelerini öneririm. Kısa dönemli de olsa farklı alanlarda staj yapsınlar ve neyi istediklerini, kim olduklarını bulsunlar.