“Karadeniz, sel hadiselerini daha sık yaşayacak”

Sosyal medyada hava durumu tahminleriyle fenomen haline gelen Kerem Ökten, İstanbul Arel Üniversitesi’ne bağlı Arel Medya Haber Ajansından Özge Güven’e konuştu. Özellikle de bu yıl yaptığı isabetli tahminlerle adından sıkça söz ettiren Ökten, Twitter platformunda binlerce takipçiye sahip. Meteoroloji ilgisinden sosyal medya macerasına kadar birçok konuya değinen Ökten’in Karadeniz Bölgesi’ne dair yaptığı açıklamalar, bölgenin geleceğine dair önemli uyarılar içeriyor.

Haber: Özge Güven

Fotoğraf: Özkan Emre

Hava durumu tahminine nasıl başladınız?

Çocukken kar yağışını çok seviyordum, o yüzden bir pencereden bir pencereye… Dolayısıyla hava durumuna bir ilgim vardı zaten, hep takip ederdim. Ortaokulda ve lisede de bu durum devam etti. 2006 yılında CNN’de Bünyamin Sürmeli’nin hava durumu paylaşımlarını takip ediyordum. Orada arkadaşlarla yorumlar yazıyorduk. Kendi tahminimizi yapmaya çalışıyorduk. Ondan sonra dedik ki: “Hep beraber bir forum kuralım.” 2008’in Ekim ayında internet ortamında bir forum kurduk. İlk kurulan Havaturka’ydı. Ben Havaturka’da yabancı dilden makaleleri Türkçeye çevirdim. Oradan öğrendiklerimi de insanlara aktarmaya başladım. Sonra bu çok tuttu. Forumlarda uzun yıllarımı harcadım. Gece gündüz kar takibi yaptım. Hani ben açıkçası o tarihlerde Twitter’a girsem çok farklı yerlerde olurdum. Ama ben mutfağında kalmaya devam ettim. Ondan sonra Twitter’a girmeye karar verdim ve tuttu. Şu anda aktif olarak 127 bin takipçi var ama Tweet etkinliğine baktığım zaman 700 bin ile 1 milyon arasında görüntüleniyor.

Bir şey söylüyorsunuz ve bir milyon kişi görüyor. Bunun sizdeki karşılığı nedir?

Ben artık alıştım, olgunlaştım diyebiliriz. Yani, şımarmıyorum ama tabii ki çok mutluyum.

Takipçileriniz genelde kar yağışı odaklı mı?

Kar heyecanı yaşayanlar daha ağırlıklı. Biz kar ile ilgili her şeyin detayına giriyoruz. Mesela kar lapa mı yağacak, ince mi yağacak, toz mu yağacak?

Sizin için en güzel hava hangisidir?

Kışın doğanlar kışı sever, yazın doğanlar yazı sever derler. Ben kışın doğduğum için kışı daha çok seviyorum. Ama her mevsimi seviyorum. Mesela İstanbul’un en güzel ayı, Mayıs ayıdır.

“Eskiden yağmur damlalarının arasında bir kar tanesi arardık”

Herhalde dışarıyı görmeden uyuyamazsınız.

Perde aralıktır her zaman. Hep o yolu, yokuşu görürüm ben. Sokak lambası vazgeçilmezdir. Biz eskiden o yağmur damlalarının arasında bir kar tanesi arardık.

Kar kütlesi şehre yaklaştığında 36 saatlik bir takip süreci başlıyor. Bu süreç sizin açınızdan nasıl işliyor?

Mesela, Amerika modelinde 16 günlük bir tahmin veriyor, oradan başlıyoruz. Sonra, artık 2-3 güne gelince kesinleşiyor. Kar sevgisi uyutmuyor insanı. Uyuyacağım diyorum kafamı yastığa koyuyorum tekrar başım kalkıyor acaba kar başladı mı? Ne oluyor? Radar ne durumda?

Bu takip sürecinde teknik imkânlarınız neler?

Uluslararası hava tahmin sitelerine, zonal rüzgârlara ve diğer verilere bakıp bunları harmanlıyorum. Arşivlere bakıyorum. Buradan bir şey çıkarıyoruz.

Peki, hava durumu tahminleriniz gerçekleşmediğinde veya gerçekleştiğinde neler hissediyorsunuz?

Gerçekleştiği zaman mutlu oluyoruz ama gerçekleşmediği zaman da hatamı bekleyen mekanizmalar devreye giriyor. Özellikle, Şengül Bey orada hazır bekliyor zaten. E tabii, bu mobbingler artınca ben de tepki veriyorum. Ama artık tepkiyi azalttım gibi geliyor bana. Geçen sene daha kötüydü. Bana diyorlar ki Kerem sen garantiye git. Garantiye gittiğim anda ben düşerim.

Garanti dediğiniz o tahmindeki garanti değil mi?

Yani garantiye git, 2-3 gün bekle. Risk almadan tahmin yap. Bunun zevki 15 gün önceden söylemek. Ben geçen sene iki tahminimi 18 gün önceden tutturdum.  Zaten ilk o beni fırlattı. İlk 18 Ocak sistemi beni fırlattı, sonra 13 Şubat sistemi. O zaman da onlar kış bitti demişti, ben bitmedi demiştim.

Bu seneyi değerlendirdiğimizde, özellikle İstanbul’da oldukça değişken hava olaylarının yaşandığını görüyoruz. Siz bu sene için kendi tahminlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

24 Ocak’ı zaten söylemiştim. 24 Ocak’ta karın geldiği rotayı da gösterdim. Arnavutköy tarafından Büyükçekmece tarafına geleceği belliydi. Öyle bir kar yağışıydı ki ona engel olmak da mümkün değildi. Böyle hava olayları da olağanüstü olaylar. Ben biraz anlayış gösteriyorum. Sadece, belediyeler mesela, radarı iyi takip edebilmeli. Kar yağışının Avrupa Yakası’nda başlayacağı belliyse oradan başlanır, adım adım dolanır. Bu yıl için genel bir değerlendirme yapacak olursam: evet başarılıyım diyebilirim.

“Karadeniz suyu ısındıkça sahil şeridinde daha güçlü yağışlar ve seller olacak”

Peki, olağanüstü hava olaylarının görülme sıklığı artar mı? Özellikle son dönemlerde, Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan hava olaylarının nedeni nedir?

Tabii, olağanüstü olaylar bundan sonra sık görülür. Küresel ısınmanın sonuçlarıdır bu. Bunlara alışmak lazım, dolu hadiseleri daha çok görülecek. Ani fırtınalar, seller… Maalesef, Karadeniz çok riskli. Karadeniz suyu ısınıyor. Su ısındıkça sahil şeridinde daha güçlü yağışlar ve seller olacak. Geçen sene, biliyorsunuz zaten acı olaylar yaşandı. Şimdi deniz etkili kar yağışı alıyor. İstanbul da dâhil Karadeniz hattı, Artvin’e kadar. İç Anadolu mesela cephesel yağış alır. Ankara’nın aldığı kar, bir anda yolları tıkamaz. Cepheseldir çünkü. Ağır ağır yağar, lapa lapa yağar. Ama İstanbul gibi Karadeniz’e kıyısı olan yerlerde deniz etkili kar yağışları çok hızı bir şekilde sarı turuncu kütlelerle radara gelir, hemen yol kapanır. Ayrıca küresel ısınma nedeniyle Karadeniz’de su sıcaklığının artması, geçtiğimiz yıl Kastamonu ve Sinop’ta yaşadığımız sel hadiselerinin görülme sıklığını daha da artıracak. Karadeniz Bölgesi’nde, şehir merkezleri çoğunlukla sahile yakın kurulmuştur. Dolayısıyla ölümlü seller yaşanma ihtimali çok daha yüksek. Bu nedenle, bölge için yaşanabilecek hava olaylarına daha fazla dikkat edilmeli ve bölge halkı, bu konuda sürekli bilgilendirilmelidir. Tabii bu hususta en önemli tedbirlerden biri, ağaçların kesilmemesi ve ağaçlandırmayı artırmak. Çünkü ağacın kökleri su tutar ve erozyonu önler.

5 Şubat’ta “kışın bitti” dediniz ama bitmedi…

Evet, ben 5 Şubat’ta ben kışın bittiğini gördüm. Çünkü stratosferik girdap çok güçlüydü ve bunun çözülmeyeceği de belliydi. Gerçekten de Şubat ayında hiç kar yağmadı. Ama ondan sonra, 23 Şubat gibi sinyaller gördüm ve dedim ki “8 Mart 2011’de sistem gelmişti, zonal rüzgârlar aynı gidiyor. 10 Mart civarı sistem gelebilir”. Gerçekten de 10 Mart’ta geldi. Ama burada başarısızlığım da olmuştur. 5 Şubat’ta çok erken “kış bitti” dedim. Ve boşu boşuna koz verdim. Ne gerek vardı?

İlk ben söyleyeyim baskısından mı bu tip hatalar yapılıyor?

Açıkçası, girdap o kadar güçlüyken ben bir daha çözülmesinin zor olduğunu düşünüyordum. Çünkü Pasifik’teki rüzgâr Batı’da esmeye başladı. Çözülmesi çok zordu ama çözüldü. İşte bu atmosferin kaotik yapısı. Ama sonuçta insanları belirli bir süre önce bilgilendirdik mi, bilgilendirdik.

Meslekte örnek aldığınız isimler, fenomenler var mı?

Mesela, Judah Cohen var, Boston’da yaşıyor. Onun stratosferle ilgili makalelerini Türkçeye çevirdim. Bir gün mesela, Judah’a dedim ki bunun matematiğine girelim. Bırak matematiğini Japonlar yapsın, dedi. Twitter’dan yazışıyoruz.

Kerem Ökten, gerçekte ne iş yapar?

Mesleğimi bana radyoda da sormuşlardı, ben gizliyorum. Kendi işim gibi diyebilirim.

Ticaret yapıyorum dediniz. Bu da çok yoğun bir iş. Ama sosyal medyaya da her gün içerikle geliyorsunuz. Sosyal medyayı işinizle birleştirmeyi düşünüyor musunuz?

Sınır 100 bin takipçi. Bunu geçtiğiniz zaman teklifler gelmeye başlıyor aslında. Bir yerle görüşüyordum, klima markasıydı. Youtube kanalı projem var. Kanalı açtım ama henüz aktif bir kanal değil.

Peki, sosyal medyadaki ününüzün mesleğinize katkısı oluyor mu?

Gerçekten de her yerde tanıyorlar. Çevrem de aslında bununla gurur duyuyor. Artık iyice tanınmaya başladık. Mesela kuzenim patronuyla sohbet ediyor. Biraz samimiler, benden bahsedince gülüyorlar. Annesinin de beni takip ettiğini söylüyor. Hatta yağış olduğu zaman da “Bak Kerem dedi, yağdı” konuşmaları da oluyormuş. Kimi oğlu gibi seviyor, kimi kardeşi gibi seviyor. Bu çok güzel.

Bazen siyasete de giriyorsunuz ve bazı takipçileriniz bunu istemiyor. Ne düşünüyorsunuz?

Aslında herkes siyasete giriyor. Ülkenin şartlarından dolayı insanlar kendini tutamıyor, yorum yapmak istiyor. İmam bile siyaset konuşuyor. Karışık bir durum, üzülüyorum.

“Bu işe girerken bir kuruş düşünmedim”

Şu ana kadar sosyal medyadan maddi bir kazancınız oldu mu?

Olmadı. İnsanların bizi sevmesinin bir nedeni de bu. Bu işe girerken bir kuruş düşünmedim. Ama herkes de bu işten para kazanabileceğimi söylüyor. Ama çok da önemsemiyorum.

Size sosyal medyada meteoroloji kâhini diyorlar. Sizce bu doğru bir tanımlama mı?

Aslında kehanet bilimsel bir yaklaşım değil. Tartışmalı olduğu için bu konulara pek girmek istemiyorum. Mesela “havayı koklayan adam” diyen de var, “bulutlara fısıldayan adam” diyen de…

Gelecekle ilgili planlarınız neler?

Gidebildiğimiz kadar gideceğiz meteorolojide. Adım adım 1 milyona doğru gideceğiz. Bu işten belki para da kazanırız, bilmiyorum. Ona daha karar vermedim.

Buradan takipçilerinize ne söylemek istersiniz? Ve bu yılın muhakemesini yapacak olursanız ne dersiniz?

Başarılı bir yıldı. Dedim ya insanlar artık doğallık arıyor diye. Bazen özellikle tepki vermemi istiyorlar. Sadıklar, bana sahip çıktılar. Beni, “hatası oldu, yanlışı oldu” diye terk etmediler. Herkese teşekkür ediyorum.