16 Haz Eğitim ve sektörü harmanlayan ARGE merkezi: ArelPOTKAM
Virüslerden korunmak için üretilen nanokoruyucu maskeden çevre kirliliğini önlemede ciddi bir atılım olan Demir (2) Sülfat kitine kadar birçok ödüllü projeye imza atan Polimer Teknolojiler ve Kompozit Uygulama ve Araştırma Merkezi (ArelPOTKAM), yurtdışına bağımlı olduğumuz birçok alanda da önemli projeler gerçekleştirmeye devam ediyor. Kurulduğu yıl olan 2017’de YÖK onayı alan ARGE merkezi, İstanbul Arel Üniversitesi’nin ayni ve nakdi destekleriyle birlikte aldığı büyük bakanlık proje ve hibeleri sayesinde giderek büyümekte. Bünyesinde barındırdığı üç boyutlu yazıcı ve birçok alanda üretim sağlayabilen cihazlar aracılığıyla sektör ile eğitimi iç içe geçiren ArelPOTKAM, öğrencilerin geleceği açısından da büyük fırsatlar sunuyor. Hem teorik-pratik eğitimi hem de sektörel tecrübeyi aynı noktada deneyimleme fırsatı bulan öğrenciler, henüz eğitim hayatındayken geleceğe dair önemli adımlar atıyor. Malzemenin girdiği her alana hitap eden, çok geniş sektörde dağılım sağlayabilen ve işlev görebilen, biyoteknoloji ve nanoteknolojiyle bezenmiş altyapıya sahip bir ARGE merkezi olan ArelPOTKAM’ın Yönetim Kurulu Başkanı Merkez Müdürü Doç. Dr. Yeşim Müge Şahin ve İş Geliştirme Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Alper Tezcan ile konuştuk.
Kendinizden, ArelPOTKAM’dan ve burada ne yaptığınızdan kısaca bahsedebilir misiniz?
Yeşim Müge Şahin: Ben ArelPOTKAM Merkez Müdürü Doç. Dr. Yeşim Müge Şahin. İstanbul Teknik Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi Kimya bölümlerini bitirdikten sonra Sabancı Üniversitesi Malzeme Mühendisliği ve Bilimleri alanında doktoramı tamamladım. Doçentlik alanım da yine Malzeme Mühendisliği ve Bilimleri. Üniversitemizin Biyomedikal Mühendisliği Bölümü öğretim üyesiyim. Aynı zamanda biyomalzemeler ve doku mühendisliği gibi biyomedikal sektörüne dair çalışmaları yürütebiliyoruz. Bununla birlikte ArelPOTKAM’ı sordunuz. ArelPOTKAM, yani Polimer Teknolojiler ve Kompozit Uygulama ve Araştırma Merkezi, malzemenin girdiği her alana hitap eden, çok geniş sektörde dağılım sağlayabilen ya da işlev görebilen biyoteknoloji, nanoteknoloji gibi son teknolojiyle bezenmiş altyapıya sahip bir merkez. Burası malzemenin üretim ve karakterizasyonunun yapıldığı, özellikle polimerler ve kompozit malzemeler alanında çalışmalar yürüten niş bir merkez. Böyle bir merkezin kurulması ihtiyacı fikrinden yola çıkarak bunun hem ülkemizin teknolojisine hem de üretimine büyük katkı yapacağı bilinciyle ArelPOTKAM’ı 2017 yılında kurduk. Kuruluşuyla aynı sene YÖK onayı alarak YÖK onaylı bir ARGE merkezi statüsünde olan ArelPOTKAM, 2017 yılından bu yana birçok projeye imza attı. Dört adet bakanlık projesi alarak büyük bir altyapı hibesi elde etti. Üniversitemizin ayni ve nakdi katkılarıyla beraber farklı projelerden aldığı hibelerle altyapısını sürekli geliştirmekte ve büyütmekte. Gerek aldığımız dört büyük bakanlık projesi gerekse üniversitemizin ayni ve nakdi katkılarıyla altyapımız devamlı büyüyor. Sektörde, akademide ve özellikle polimerler ve kompozit malzemeler alanında böyle bir merkeze ihtiyaç vardı. Üniversitemizin çevresinde de çok fazla organize sanayi bölgesi ve bu konuda çalışma yürüten firmalar var. Bu alanda önemli katkılar sağlayan özellikli bir merkez hâline geldik.
ArelPOTKAM’ın ülkemize olan katkılarından bahsettiniz. ArelPOTKAM, ülkemizin yurtdışına bağlı olduğu noktalarda önemli üretimler yapıyor. Bu üretimlerden ve gelecekte bu üretimlerin ülkemize sunacağı potansiyel katkılardan bahsedebilir misiniz?
Yeşim Müge Şahin: Niş bir alanda özellikli malzemelerin geliştirildiği ve firmaların ya da büyük ölçekte çalışma yapanların hatlarını durdurmaksızın ARGE yapabilecekleri özel bir merkez burası. Hem karakterizasyon hem de uygulama alanında çalışmalar yürütüyor ve destek sağlıyor. Burada gerçekten özellikli pek çok çalışma var. Ülkemizin de yurtdışına bağımlı olduğu pek çok noktada ArelPOTKAM, formülasyon geliştirme ve yenilikçi malzeme üretimi üzerine çalışıyor. Burada dışa bağımlı olduğumuz özellikli malzemeler; granül ve filamentlerden üretiliyor. Tekstil, medikal sektörlerinde; otomotiv, uzay-uçak sanayisinde; boya, gıda, kimya, makine endüstrilerinin pek çok alanında kullanılan polimerler ve kompozit malzemeler üretiliyor. Pek çok alanda da ülkemizin dışa bağımlı olduğu yenilikçi ürünleri elde etmemizi sağlıyor. Dediğim gibi, nanoteknoloji ve biyoteknoloji çalışıyoruz ve burada nanomembranlardan filtreler, virüs geçirmeyen filtreler ya da yurtdışına bağımlı olduğumuz özellikli kompozit malzeme üretimleri yapabiliyoruz. Bunların üç boyutlu prototipleme için filamentlerini çekiyoruz, kompozitlerini üretiyoruz. Bununla birlikte yine medikal sektöründe yapay organ, yapay doku bileşenlerini, biyomalzemelerini çalışabiliyoruz. Mesela bir projemiz, karaciğer nakilleri sırasında hastaların yüzde 55’e ulaşan ölüm oranlarını azaltmak amacını taşıyor. Aynı zamanda, son aldığımız projeyle birlikte kan-beyin bariyer sistemini aşabilen, beyin kanserine ve tümörüne hem görüntülemede hem de tedavide olanak sağlayan özellikli moleküller geliştirilerek bunların bütün biyolojik araştırmaları yapılacak. Buradan da ilaç sanayisine ya da medikal sektörüne büyük katkılar olacak. Sektörün de ihtiyaç duyduğu özel amaçlara yönelik antimikrobiyal, biyobozunur, yanmaz, mukavemetli birçok malzemeyi geliştirmek ve bunlardan da üç boyutlu prototipler üretmek merkezimizde mümkün.
Korona virüsüne karşı önemli bir buluşa imza atarak doğa dostu olan nanokoruyucu maske ürettiniz. Hatta Yenilikçi Tasarım Yarışması’ndan ödülle döndünüz. Bu ve benzeri alanlarda geliştirdiğiniz başka projeleriniz var mı?
Yeşim Müge Şahin: Omurilik felcinde çığır açan bir çalışmamız haber oldu. Aynı zamanda antimikrobiyal tekstil ürünü kaplama ajanı da bir haber oldu. Bunlar maskeyle birlikte çok önemli çalışmalar. Bununla birlikte stent malzememiz Türkiye’de bir ilk. Yurtdışına yüzde 85 oranla bağımlı olduğumuz biyomalzemeler alanında da çalışmalar yürütüyoruz. Üç boyutlu prototip stentler, dokular, doku parçaları üretebiliyoruz. Bununla birlikte maskeden biraz bahsedeyim. Maskede nanoteknolojiyi kullanarak virüsün de geçemeyeceği, nefes alabilen aynı zamanda antimikrobiyel ve antibakteriyel de olan bir membran üretimi gerçekleştirdik. Birçok çalışmamız, 60 tane özgün molekülümüz var. Bu moleküllerle de toprakta, yaprakta, göllerde, hatta kanımızda kirliliğe ve zarara neden olan Demir (2) Sülfat tayini ve miktarının belirlenmesine yardımcı olan kiti oluşturduk. Bu kit aslında çok pahalı cihazlar kullanmadan da gölün suyunu üzerine döktüğünüzde rengine göre içindeki Demir (2) Sülfat oranını söyleyebilen, çok teknolojik, aynı zamanda ucuz ve kullan atlık bir ürün. Bununla birlikte, geliştirdiğimiz 60 molekülün her biri farklı alanlarda çığır açabilecek nitelikte. Bunların da patentlerini verdik bekliyoruz. Bir tanesi göğüs kanserini yüzde 70 baskılıyor ve doğal bir ürün. Bir tanesi çok yüksek oranda enerji depoluyor, lityum iyon pillerde kullanılabilecek bir ürün. Bir tanesi de gıdaların içerisine raf ömrünü uzatmak için çok yüksek oranda koyulan katkı maddelerinin belirli oranlarda kanserojen etki yaratmasına karşı geliştirdiğimiz bir molekül. Gıda sektörü ve bütün ambalajlama sistemleri nefes alabilir ama gıdanın besin değerini yok etmeyecek ambalajlama sistemlerine geçti. Biz de burada antioksidan, virüs ve bakteriyi asla üstüne yapıştırmayan, bir ekmeği otuz günün de üzerinde küflendirmeden saklayan ya da bir peyniri bozulmadan çok uzun süre koruyan, raf ömrünü artırabilen ambalajlama sistemleri yapılabiliyoruz. Yine merkezimizde Malzeme Teknolojileri Uzmanı Erdi Buluş, proje ödülleri almaya devam ediyor. Onunla da birliktegeliştirdiğimiz, menüsküs hastaları için özel, vücudu taklit eden membranlar yapacağız ve bunlar menüsküs yırtıklarında insanlığa fayda sağlayacak. Yani biyomalzeme kısmı da işin içinde olmakla birlikte gıda teknolojileri veya tekstil üzerine veya mekanik olarak çalıştığımız yine özgün bir çalışmamız var. Özellikle moleküller, inorganik moleküller, bor içerikli özel moleküller üretiyoruz. İHA’ların kanatlarında yüksek mukavemete dayanması gereken özel malzemeleri de üretmek için çaba harcıyoruz. Bununla birlikte sektörden bize gelen ve aslında yurtdışına bağımlı olduğumuz özellikli malzeme ve üretimler var. Bunları sektör bizden talep ettiği sürece biz onlara uyguluyoruz.
İstanbul Arel Üniversitesi’nden ilgili bölümleri tercih etmeyi düşünen öğrenciler, ArelPOTKAM’dan nasıl yararlanabilir, onlara neler sunuyorsunuz?
Yeşim Müge Şahin: Öncelikle ArelPOTKAM öğrenci merkezli bir ARGE merkezi. İlgili öğrenciler gelip burada gönüllü veya zorunlu stajlarını yapabilirler. Farklı üniversitelerden de stajyer öğrencilerimiz oluyor. Bununla beraber, bitirme tezleri de burada yapılabilir. Beslenme, moleküler biyoloji, makine mühendisliği, inşaat mühendisliği, biyomedikal mühendisliği, elektronik mühendisliği öğrencileri gibi pek çok farklı branşta öğrencilerimiz var. Tabii ilgi duyan farklı bölüm öğrencileri de işletmeye yönelik çalışmalaryürütülüyor. Burası aynı zamanda bir işletme modeli. Öğrenciler de burada hem proje yönetimi hem iş organizasyon yönetimi ile ilgili stajlarını tamamlayabiliyorlar. Öğrencilerimiz, çalışmayı istedikleri zaman gönüllü stajyer olarak buraya gelir ve biz onlara bir oryantasyon verdikten sonra her şeyi beraberce çalışır hâle geliriz. Burada öğrencilerin avantajları şu oluyor: Birincisi, hayal ettikleri şeyleri burada yapabilecek ortamları oluyor. İkincisi, burada gerçekten sektöre dâhil çok şey öğreniyorlar. Öğrenciler burada, cihazları uzmanlarla beraber birebir deneyimleyebiliyorlar, gırtlak yapısı yapıyorlar ya da doku iskelesi dediğimiz, kemiğin o bölgesinin alındığı zaman tekrar kemikleşme sağlayan biyobozunur malzemeleri kendileri yapıyorlar.
Merkezinizde staj yapma olanağı bulan öğrenciler sektörle ortak bir çalışma içinde olabiliyorlar mı?
Yeşim Müge Şahin: Tabii. Burada sadece iç bünye projelerimiz yok. Sektörün ihtiyaç duyduğu malzeme geliştirmesi ya da üretim konularında projeler, yenilikçi ürün geliştirme gibi konular geliyor ve biz bunları çalışıyoruz. Öğrenciler burada sektörle iç içe oluyor. Projelerde bizimle beraber çalışıyorlar. Mesela biyomedikal bölümünden bir lisans öğrencimiz TÜBİTAK STAR bursiyeri oldu. Hem burada çalışmalar yürüttü, hem teknik hem de akademik anlamda bizimle birlikte kendinigeliştirmiş oldu. Burada sadece yenilikçi ürün geliştirme projeleri yok, aynı zamanda eğitimler veriyoruz. Farklı sektörlere de hitap eden, özellikle polimerler ve kompozit malzemeler alanında eğitimler veriliyor. Buraya gelen ve düzenlediğimiz çalıştaylara katılan pek çok firma, gerek akademisyenlerimiz gerek ise öğrencilerimizle buluşuyor. Öğrencilerimiz o firmalarda staj imkânı bulabiliyorlar. ArelPOTKAM bünyesinde İş Geliştirme Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Alper Tezcan, polimerler veya farklı konularda öğrencilerimize çeşitli staj imkânları yaratıyor. ArelPOTKAM’daki stajlarda öğrenciler, hem kendini geliştiriyor hem de birebir cihazları kullanma imkânı bulabiliyor. Biz o imkânlar nezdinde yetişmedik, uzaktan bakardık cihazlara. Öğrencilerimiz bunları birebir deneyimleyebilir ve firmalarla beraber staj veya işe giriş imkânı bulabilirler.
Öğrencilere sunduğunuz bu imkânların diğer merkezlerden farkı nedir?
Alper Tezcan: Birincisi, içerisinde üretim olan bir ARGE merkezi burası. Üretimde öğrenciler çalışabiliyor. İkincisi, içerisinde ARGE çalışmalarında öğrenciler bilfiil katılımcı olarak gelebiliyor. Üçüncüsü, özel sektörle projeler yaptığımız için özel sektör içerisinde yapılan çalışmalara katkı verebiliyorlar. Dördüncüsü, burada TÜBİTAK projeleri yapıldığı için proje yönetiminin içerisinde yer alarak kendi kariyerlerine bir katma değer sağlayabiliyorlar.Proje yönetimini öğreniyorlar. Beşincisi, tüm bölüm öğrencileri zorunlu stajlarını, kariyer merkeziyle beraber bulmaları gerekirken YÖK onaylı bir ARGE merkezi olduğumuz ve aynı zamanda üretim içerisinde yer aldığımız için fakültelerin zorunlu staj kriterlerini karşılayabiliyoruz ve öğrenciler ArelPOTKAM’da zorunlu stajlarını tamamlayabiliyorlar. Sadece bizim üniversite öğrencilerimiz değil, pek çok üniversite öğrencisi, üretimde de hatları olan YÖK onaylı ARGE merkezimize gelerek staj yapıyorlar.
Yeşim Müge Şahin: Burada, dediğimiz gibi, sektörle iç içe olabilirler ve yenilikçi ürün geliştirme konusunda kendilerini yenileyebilirler. Aynı zamanda burası sektörel organizasyon içinde olduğu için gerek proje yönetimi gerek ise organizasyon yönetimlerinde, satın almada, iş geliştirme veya süreç geliştirme kısımlarında ve burada iş planı yapabilme konularında da bilgi sahibi oluyorlar.
Alper Tezcan: En cazip olabilecek noktalardan birisi de üç boyutlu prototipleme merkezi. Burada öğrenciler kendi tasarımlarını yapıp bilimsel tasarım çalışmalarına dönüştürebiliyorlar. ArelPOTKAM, malzeme odaklı olduğu için malzemenin dokunduğu her yere, yani mekatronik, makine, elektronik, biyomedikal ve gıda mühendislikleri gibi mühendislik uygulamalarının tam orta noktasında bulunduğu için diğer ARGE merkezlerine göre daha avantajlı.
Yeşim Müge Şahin: Bununla birlikte eğitimler düzenlenirken buraya katılan sektör temsilcileriyle ve farklı akademisyenlerle buluşma imkânı sağlanıyor. Öğrencilere gerek stajlarında gerek ise işe girme kısımlarında büyük fırsatlar sunulmuş oluyor. Aslında burası, hocamın da dediği gibi, üretimin odak noktasında pek çok sektöre hizmet verebilen bir merkez. Bu merkezde üretim de yapılıyor, karakterizasyon da yapılıyor, eğitimler de düzenleniyor. Öğrencilerimiz bu merkezde kendilerini son derecede geliştirebilirler.
Merkezinizde staj yapma olanağı bulmuş öğrencileri mezuniyet sonrasına nasıl hazırlıyorsunuz?
Yeşim Müge Şahin: Burada staj yapan bir öğrenci rakiplerine göre önde başlar. Çünkü sektörde karşılaşabileceği üretim ve karakterizasyon cihazlarının hepsini görmüş, bilfiil de deneyimlemiş olur. Böylece öğrenci, üretim sistemi ve hatlarına yabancılık çekmez.
Alper Tezcan: Öğrenciler buradan teknik takım çantasını doldurarak gidiyor. Burası bir işletme olduğu için işletmenin dinamik yapılarında olan organizasyonu burada deneyimliyorlar. Mali işler, teklif ve satın alma aşamalarını burada deneyimleyebiliyorlar. İSO ve kalite yönetim çalışmalarının içerisinde oluyorlar. Bu en büyük çalışma alanı şirketlerde. Buradaki çalışmalarda bizlere destek oluyorlar ve kendileri yapıyorlar. Mentorları olarak biz buradayız.Üç boyutlu tasarım ve malzeme karakterizasyonu konusunda biz buradayız, öğrenciler yalnız değiller ve dolayısıyla biz hem teknik hem de kavramsal özelliklerini mentorları olarak geliştiriyoruz. Yaptığımız çalışmalarda sektörden insanları gördükleri için, toplantılara bilfiil katılabildikleri için sektörün içerisinde ne oluyor ne bitiyor onlara da hâkim oluyorlar.
Yeşim Müge Şahin: Bu çok önemli. Sektörün birebir ihtiyaç duyduğu malzemenin ne olduğunu masada onların da gözü önünde konuşarak, onların da katılımcı oldukları çalışmalar yapıyoruz.
Alper Tezcan: Toplantı kültürünü anlıyorlar. Proje yönetimini anlıyorlar. Proje yönetiminin içerisinde bulunarak ve aslında yaşayarak burada deneyimleme şansına sahip oluyorlar.