Çayda üretici endişeli: “Bin 500 liraya işçi bulunamıyor”

Çay üretiminde dünyada beşinci sırada yer alan Türkiye’de çay üreticisi ve işçisi de belirlenen sınırlı kontenjan ve mevcut ekonomik şartlardan olumsuz etkileniyor. Çay ağaçlarının filizlenmeye başlamasıyla yapılması gereken temizlik, yabani ot biçme ve çay kırma aşamasının zorlayıcı şartları sebebiyle günlük 1500 lira ücret ile çalışacak işçi bulunamıyor.

Haber: Efşan Demirli

Giresun Görele’de uzun yıllardır tarım faaliyetleriyle uğraşan çay üreticisi Hayrettin Kayacı Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında üç sürümden oluşacak çay hasadı sezonu için günlük yevmiye ile çalışacak işçi bulma konusunda endişeli.

“Günlük 1500 liraya işçi bulamıyoruz’’

Baharın gelişi ve hava sıcaklarının yükselmesiyle çay ağaçları filizlenmeye başladı. Çay üretiminin büyük bir kısmının gerçekleştiği Karadeniz bölgesindeki Rize, Artvin, Ordu Giresun ve Trabzon’da ilk çay sürümü öncesinde yapılacak hazırlıklar tamamlandı. Yağışın fazla ve engebeli arazilerin oldukça fazla olduğu Karadeniz bölgesinde hasat öncesi temizlik, yabani ot biçme ve çay kırma süreci için günlük yevmiye ile çalışacak işçi arayan üretici, mevcut koşullar nedeniyle işçi bulmakta zorluk çekiyor.

Çay hasadı öncesi yapılacak işlerin zor ve meşakkatli olduğunu söyleyen Kayacı, “Çay tarımında hasadın ve harmanın verimini en çok hasat öncesi yaptığımız hazırlık etkiliyor. Çay diğer tarım ürünlerinden farklı olarak Mayıs, Haziran ve Temmuz ayı olacak şekilde senede üç kez hasadı yapılan bir ürün. Bu nedenle diğer tarım ürünlerine kıyasla üç kat daha fazla emek, sabır ve masraf istiyor. Çay hasadından en yüksek verimi alabilmeniz için düzenli bakım yapmanız, üç sürümde de kaliteli gübre kullanmanız ve zarar etmemeniz için devletin belirlediği çay kontenjanına uymanız gerekiyor. Çay, hasat aşamasından sonra harmanlanarak kurutulan bir ürün bu yüzden harman aşamasının verimli olabilmesi için üretici olarak bu hususlara dikkat etmek gerekiyor. Çay devlet kontrolünde yetiştirilen bir tarım ürünü, devletin belirlediği kontenjan doğrultusunda üretim yapılıyor. Bu kontenjanın aşılması durumunda ekilen çay filizleri, üreticiler tarafından sökülerek üretim miktarı düşürmeye çalışıyor ve zarar ediyor. Çay diğer tarım ürünlerinden farklı olarak üreticisinden belli başlı vasıflar isteyen bir ürün. Hasat aşamasında kullanılan çay makası ve doğru kesim tekniği için nitelikli yevmiyecilere ihtiyaç duyuluyor. Başka bölgelerden gelen yevmiyecilerin çoğu bu niteliği karşılayamıyor. Nitelikli mevsimlik işçiler ise mevcut ekonomik şartlar doğrultusunda büyük şehirlere göç ediyor. Maliyet, kontenjan sınırı ve mevsimlik işçi bulunamaması çay üretim sürecini olduğundan daha zor bir hale getiriyor. Yol, yemek, giyecek ve barınma ihtiyaçlarını karşılamamıza ve kârımızın büyük bir kısmını bu aşamaya yatırmamıza rağmen günlük 1500 liraya çalışacak işçi bulamıyoruz. Çalışma şartlarını kabul eden yevmiyeciler ise çay hasadının beklediği niteliği karşılayamıyor. Bu durum mayıs sürümünde bizi sıkıntıya soktuğu gibi Haziran ve Temmuz ayında yapılacak sürüm için de sorun teşkil ediyor’’ ifadelerini kullanıyor.

Çay üretiminde çalışacak nitelikli işçi bulma konusunda zorlandığını belirten Kayacı, bu sorunu nitelikli mevsimlik işçilerin emeklerinin karşılığını alamadıkları için büyük şehirlere göç etmesine ve çaydan elde edilen kârın maliyeti karşılamamasına bağlıyor. Kayacı, devlet kontrolünde olan çay üretiminin kontenjanın üstüne çıkıldığı takdirde özele fabrikalara değerinin altında satılmak zorunda olduğunu belirtiyor. Emek ve maliyet ele alındığında giderlerin çok fazla olduğunu belirterek bölgesinin iklim koşulları ve verimli tarım arazileri doğrultusunda bu hasadın daha iyi şartlarda devam etmesi gerektiğini savunuyor.

Çay üreticisi Hayrettin Kayacı’nın oğlu Taha Kayacı “Çay üretiminde verimi arttırabilmek için gübreleme ve yabani otları temizlemeye özen göstermek gerekiyor. Çay soğuğu ve yağmuru seven bir tarım ürünü hava şartlarındaki beklenmeyen değişimler ve bölgenin engebeli coğrafyası hasat sürecini doğrudan olumsuz yönde etkileyebiliyor. Çay diğer tarım ürünlerinden farklı olarak Mayıs, Haziran ve Temmuz ayında üç sürümde hasadı yapılan bir ürün. Bu nedenle daha fazla emek ve iş gücüne ihtiyaç duyuyoruz. Üç sürümden oluşan hasat sürecinin her sürümünde nitelikli mevsimlik işçilere ihtiyaç duyuyoruz. Çay hasadı yapıldıktan sonra bekletilmeden satılması gereken bir ürün çünkü beklenmeyen sıcaklık artışları çayın yanmasına neden olabiliyor. Bu nedenle hasat sürecini hızlı ve verimli bir şekilde nitelikli yevmiyecilerle gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bölgedeki çoğu nitelikli mevsimlik işçilerin büyük şehirlere göç etmesi sebebiyle günlük 1500 lira yevmiyeye çalışacak işçi bulamıyoruz” vurgusuyla nitelikli mevsimlik işçilerin belirlenen günlük ücret karşılığında çalışmadığını ve bu sebeple hasat zamanında aksaklıklar yaşadıklarını ifade ediyor.

“Çay hasadını aile üyeleriyle yapmak zorunda kalacağız”

Kayacı, çayın diğer ürünlerden farklı olarak kontenjanı devlet tarafından belirlendiğini, size verilen belirli kontenjanın üstünde hasat yaptığınızda devletin çay fabrikaları çayı üreticiden satın almıyor ve aldığı ürünün ücretini de ürünü satın aldıktan sonra belirli dönemlerde yatırdığını söyledi. Kayacı, çay üreticisinin ne kadar kazanacağını bilmeden hasat çalışması yaptıklarını belirterek, “Çay, Karadeniz bölgesinin en önemli gelir kaynaklarından birisi. Fındık gibi diğer tarım ürünlerine kıyasla üç katı sorumluluk ve maliyet isteyen bir ürün. Hava şartları, yapılan bakım ve kullanılan malzemelerin kalitesi ürünün verimini doğrudan etkiliyor. Hasat aşamasında çay makasını kullanabilecek ve engebeli arazi koşullarına uyum sağlayabilecek nitelikli işçilere ihtiyaç duyuyoruz. Bu niteliklere sahip olan işçilerin 1500 liraya çalışmaması ve diğer işçilerin niteliksiz olması sebebiyle bu sene de çay hasadını aile üyeleri tarafından gerçekleştirmek zorunda kalacağız. Mayıs, haziran ve temmuz aylarının büyük bir kısmını çay tarlasında hasat aşamasında geçireceğiz. Üç sürümden oluşan bu sürecin her seferinde işçi bulmakta zorlandığımız için üretimin yanı sıra işçi kısmında da sürece dahil olmak zorunda kalıyoruz. Kontenjanın üzerine çıkacağını düşünen üretici çay filizlerini sökerek yerine daha az meşakkatli olan fındık fideleri dikiyor. Kontenjanın üzerine çıkan üretici ise ürünü özel fabrikalara belirlenenden daha az bir ücrete satmak durumunda kalıyor. Hasat ve satma süreç ele alındığında çay üretiminden elde edilen gelirlerin giderleri karşılamayarak üreticiyi zarara sokuyor. Bu durum böyle devam ederse küçük çay üreticileri başka tarım ürünlerine yönelerek tamamen yok olacak.’’ sözleri ile çay hasadının gelir ve gideri ele alındığında çok maliyetli ve zor bir süreç olduğunu belirterek kontenjan ve günlük yevmiyeci sorunlarının böyle devam etmesi durumunda küçük çay üreticilerinin zamanla yok olabileceğini belirtiyor.