“Almanya’da siyasi şiddetin kaynağında neofaşistlerin yükselişi var”

Almanya’da her gün, farklı siyasetlerden tanınmış politikacıların saldırıya uğraması, neofaşist hareketin yükselişiyle bağlantılı görülüyor. Uzmanlar Almanya İçişleri Bakanlığının şiddet yanlısı aşırı sağcılığı “ulusal güvenliğe yönelik en büyük tehdit” olduğu tespitini hatırlatıyor.

SPD’li Avrupa Parlamentosu milletvekili Matthias Ecke’nin geçtiğimiz hafta saldırıya uğrayıp ağır yaralanmasından sonra bugün de Berlin’in eski belediye başkanı Franziska Giffey saldırıya uğradı.

DW ekibinin kamerası, politikacı ve siyasi eylemcilerin güvenliğinin büyük risk altına girdiği Almanya’da hemen hergün yaşanan şiddetin izini sürmek üzere ülkenin doğusundaki Dresden’de Yeşil Parti üyelerinin çalışmalarını sokakta izlerken bir sağcı saldırının ortasında kaldı.

AfD politikacı ve haberci görmek istemiyor

DW’nin internet sayfasından aktarılan haberde Yeşil Parti’nin yürüttüğü Avrupa seçimleri kampanya etkinliğinin başındaki Yeşil politikacının, propaganda çalışmasına başlar başlamaz iki kişinin saldırısına uğradığı görülüyor. Saldırganlar DW kamera ekibini de tehdit edip üzerlerine tükürüyor.

DW muhabirinin izlediği politikacı Dresden’de Yeşiller’in yerel örgütü için kampanya yürüten Yvonne Mosler. Yeşil politikacı, son aylarda çokça siyasi şiddete hedef olan partisinin bu bölgeye ilgisini “Bu bölgede, çok sayıda seçmen olmayan insan var, belki de onları tekrar oy kullanmaya motive etmek ve en azından yüzümüzü göstermek ve buradayız demek özellikle önemli”  diye açıklarken kapüşonlu svetşörtler giymiş kadınlı erkekli bir grup yaklaşarak Nazi sloganları atmaya ve neofaşist AfD partisine desteklerini açıklamaya, Yeşillerin astığı afişleri yırtmaya başlıyor.

Mosler saldırganlara “Bu saçmalığı yapmayın. Yasayı çiğnediğinizi biliyorsunuz. Bunu neden yapıyorsunuz” diye sorarak saldırıyı kayda alırken, çevreden başkaları ona ve ekibine “pedofiller” diyerek sataşıyor.

Polisin ilgisizliği 

Çatışmaya girmemenin en iyisi olduğunu düşünerek geri çekilirlerken Mosler DW’ye “Argümanlarının temelsiz olduğunu görüyorsunuz,” diyor “ama zaten bu bir yerden duydukları bir şey” Moesler, “pedofil” lafı için de “Bunu daha önce duymamıştım aslında, benim için yeni bir şey.” diyor. “Ama evet, savaşmaya devam edeceğiz.”

Ancak sağcı  grup uzaklaşmıyor. DW kameramanlarını “Silin. O resmi hemen silin.” diye tehdide başlıyorlar. Bu arada saldıya uğrayanlar polise ulaşmaya çalışıyor.

Mosler, polise ulaşmanın çok zaman almasına dikkat çekiyor: “Her şeyden önce, onlara ulaşmamız uzun zaman aldı. Sonra konuyu ciddiye almadılar ve grubun tehdit edildiği söylenmesine rağmen gelmelerinin beş ila on dakika süreceğini söylediler.” diyor ve ekliyor: “Bildiğiniz gibi, polis karakolu buradan üç dakikalık yürüme mesafesinde. Kişisel olarak son derece hayal kırıklığına uğradım ve bunun, üzerinde konuşmamız gereken bir şey olduğunu düşünüyorum.”

Almanya’daki siyasi iklimin gerçek görüntüsü

DW siyaset yorumcusu Matthew Moore olanları “bu şu anda Almanya’daki siyasi iklimden gerçek bir enstantane” olarak özetliyor.

Saldırı için “Gerçekten de bu [gördüğümüz] son zamanlarda Almanya’da politikacılara yönelik bir dizi saldırının en sonuncusu.” diyen Moore, görüntülerin “ülkenin siyasi atmosferindeki kutuplaşmayı yansıttığını” söylüyor.

Moore, “Rakamlara baktığınızda politikacılara yönelik fiziksel ya da sözlü saldırıların sayısı artıyor gibi görünüyor. Artık her hafta bir politikacıya yönelik saldırıdan ya da tehditler nedeniyle iptal edilmek zorunda kalınan bir kampanya etkinliğinden bahsediyoruz.”  diyor.

Moore’a göre, Yeşiller, “şu anda siyasal yelpazenin her kesimince hedef alınmış gibi görünüyor. Ukrayna’ya silah gönderdikleri, barış karşıtı oldukları, yenilenebilir enerjiye çok hızlı geçişi savundukları için Almanya’nın yaşam tarzını değiştirmeye çalıştıkları düşünülüyor.” diyor.

Almanya’daki yaygın endişe iklimi

DW muhabiri, tüm bunların, özellikle Almanya’nın geçmişi göz önüne alındığında, Almanya’daki endişe iklimine işaret ettiğini vurguluyor: “İçişleri bakanının, demokrasiyi ve politikacıları korumanın yollarını konuşmak için ülke çapındaki yetkililerle düzenlediği konferansta  “politikacılara saldıran insanlara verilen cezaların artırılması ve siyasi kampanyaların polis eşliğinde yürütülmesi” gibi önlemlerden söz edildiğini  hatırlatıyor.

Son beş yıldır süren artış

Konuya ilişkin olarak görüşüne başvurulan Almanya Danışma Merkezleri Birliği yöneticisi ve on yıllardır aşırı sağcılık üzerine çalışan gazeteci Heike Kleffner, siyasetçilere yönelik saldırganlığın başlangıçlarına işaret ediyor: “Ne yazık ki, son beş yıldır artış görüyoruz. 2019 yazına bakacak olursak, Hesse eyaletinde Kassel ilçe başkanı Walter Lübcke, bir neonazi tarafından soğukkanlılıkla vurularak öldürüldü. Tanınımış bir Hristiyan Demokrat politikacıya yönelik bu sağcı terör eylemi bir kalk borusu etkisi ve o zamandan beri, dikkatler politikacıların ve belediye başkanlarının son beş yıldır karşı karşıya olduğu tehditlere çevrildi.”

“Nerede AfD varsa orada şidet var”

Bu tür saldırıların arkasında tipik olarak belli bir odağın olup olmadığı sorusuna Kleffner, “Maalesef“ dedikten sonra parmağını AfD’ye uzatarak yanıt veriyor: “Almanya için Alternatif Partisi’nin (AfD) çok fazla seçmen desteğine ve çok fazla varlığa sahip olduğu bölgelerde, şiddet içeren nefret suçlarının yükselişinin gerçekten dramatik olduğunu görüyoruz.”

Kleffner, Saksonya, Thüringen ve Brandenburg’un, bu saldırıların ve genel olarak nefret suçlarının geçen yıl eşi görülmemiş boyutlara ulaştığı bölgeler olduğuna işaret ediyor: “Çoğu zaman insanlar ırkçı saiklerle saldırıya uğruyor ya da Yeşiller, yerel mülteci karşılama girişimleriyle veya çevre ve iklim konularında aktif siyasi muhalifler saldırıya uğruyorlar.”

Şiddet yanlısı aşırı sağcılık en büyük ulusal güvenlik tehdidi

DW muhabirinin, “Bunu izleyen bazı insanlar, Almanya’nın da solcu şiddet geçmişi olduğunu söyleyecektir. Bunu bizim için bir perspektife oturtabilir misiniz ve onlara ne söylersiniz?” sorusuna Kleffner’in yanıtı çok açık.

“Onlara diyeceğim şey, Federal Almanya İçişleri Bakanı’nın, çok iyi nedenlerle, şiddet yanlısı aşırı sağcılığın Almanya’da ulusal güvenliğe yönelik en büyük tehdit olduğunu ve son beş yıldır en büyük tehdit olduğunu söylediğidir.

“Ve gördük ki, eski bir yargıç ve eski polis memuru bile şu anda diğer aşırı sağcılarla birlikte, en azından başsavcının varsaydığı gibi, Alman demokratik kurumlarını şiddet yoluyla devirmek için kışkırtıcı komplo kurmaktan yargılanıyor.”

 

Bianet