27 Mar ABD’den sosyal medyayı sınırlayıcı yasa: 14 yaş altına yasak
Sosyal medyanın bağımlılık yapıcı özellikleri ABD’nin Florida eyaletinde önleyici bir yasa imzalanmasına yol açtı. 2025 yılından itibaren 14 yaşından küçüklere sosyal medya yasak olacak.
Amerika’nın Florida eyaletinde 14 yaş altı çocukların 1 Ocak 2025’ten itibaren sosyal medya platformlarında hesap oluşturamayacaklarını öngören yeni yasa gereğince, platformlar küçük çocukların hesaplarını silmek zorunda kalacak.
Aslında ABD’de sosyal medyaya sınırlama getirmek isteyen tek eyalet Florida değil. Utah, Arkansas, Ohio ve Kaliforniya’da da benzer önlemler için yapılan çalışmalar bulunuyor. Ancak Florida’nın yeni yasası şimdiye kadar alınan en kısıtlayıcı karar olarak öne çıkıyor. Ayrıca bu kararın yasa yoluyla alınması da tehlikenin boyutlarına dikkat çekiyor.
Florida’da alınan bu emsal kararın nedenlerini sosyal medyanın toplumsal etkileri konusunda uzman Klinik Psikolog Mehmet Büyükçorak ile konuştuk. Büyükçorak, bu tür kararların daha sağlıklı gençler yetişebilmesi adına alındığını söylüyor.
Sosyal medya gençleri mutsuz mu ediyor?
Sayısız vaatle her yaş grubunu kendine çeken sosyal medya mecralarının ne kadar kuvvetli etkilere sahip olduğu gün geçtikçe daha da anlaşılıyor. Platformlar her ne kadar kötü amaçlarla kurulmasa da, özellikler çocuklar üzerinde kastını aşan etkileri bakımından çok sayıda olumsuz deneyime yol açabiliyor.
ABD’nin Florida eyaletinde bu platformlara yasa koyucular tarafından kısıtlama getirilmesi de işte bu açıdan önemli. Mehmet Büyükçorak ABD’deki silahlı okul saldırılarından, gençlerdeki madde bağımlılıklarındaki artışa, sosyal medyanın gençler üzerindeki etkisinin artık göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaştığını anlatıyor.
“ABD’de silahlanma, özgürlük, sınırlarla ilgili zaten var olan sorunlar var. Erkek çocuklar sosyal medyada biraz daha kendini kanıtlayıcı, uyuşturucu kullanımı gibi bağımlılıklarla tanışabilirken, kızlar ise güzellik algılarıyla ilgili bozulma yaşayabiliyor. Bu da bir sosyal kıyaslama getiriyor gençler arasında.
Yapanın daha iyi olduğu, yapmayanın daha başarısız olduğu kuvvetli bir mutsuzluk yaratıyor. Zaten bu sebepten dolayı, Birleşik Krallık Instagram ve Snapchat’i ergen yaş grubu için en zararlı uygulama seçti mental açıdan. Çünkü gençleri maruz kaldıkları içerikleri sağlıklı bir şekilde değerlendiremediği için mutsuz ettiğine kanaat getirdi.”
Sağlıklı yetişkinlik teknoloji tarafından sabote mi ediliyor?
TikTok’ta FYP (For You Page), senin için tasarlanmış anlamına gelen bir etiket var. Kişiselleştirilmiş algoritma, kullanıcıya sadece sevdiği içerikleri yine sadece parmağının bir ucuyla sayfayı yukarı kaydırırken gösteriyor. Mehmet Büyükçorak bu durumu “sürekli bir haz bombardımanı” olarak tanımlıyor.
“Pasif bir şekilde oturduğunuz yerden size sevdiğiniz içerikler geliyor ve siz içerisinden seçmeye başlıyorsunuz. Çok hızlı bir şekilde. Siz artık gerçek hayatta uzun vadede yatırım talep eden, yaşam doyumu getirecek işlere girişmek istemeyeceksiniz. İlişki gibi, iş gibi, bir konuda sebatkarlık göstermek istemeyeceksiniz çünkü anında olmasını istiyorsunuz.”
Sosyal medyanın sunduğu haz bombardımanının bir diğer olumsuz etkisi de “attention deficiency” yani dikkat sürecindeki düşüş.
“Eskiden çok rahat bir saat kitap okuyabilirken bugün dikkat odağının üç saniyeye düşmesi işte bu nedenden” diyen Büyükçorak bu kişilerin hayatını şöyle örneklendiriyor: “Çemberin etrafında sürekli gezen biri var ama çemberin merkezine hiçbir zaman gelmiyor artık.”
Peki, bu haz bombardımanına yetişkin olmadan kapıldıysanız? Henüz çocuk ya da ergenken?
“Kökleşemeyen, derinleşemeyen bir gençlik ve ileride yetişkinlik devreye girecek. Beyinleri çok daha körpe ve görece bir yetişkin kadar iyi muhakeme yapılmıyor. Uyuşturucu madde ile sosyal medyaya maruz kalma arasında beyindeki kimyasalların değiştirilmesi açısından bir fark yok. Yani bedenine bir kimyasal aldığında da kişinin dopamin, serotonin, oksitosin hormonları harekete geçiyorsa sosyal medyadaki içerikleri gördüğünde de bu devreye giriyor. Siz bu hormonları yapay bir dünya olan sosyal medya üzerinde hileli bir yol üzerinden aktive edebildiğinizi düşünün… İstediğiniz zaman harekete geçirebiliyorsunuz. Hangisini tercih edersiniz, zor yolu mu kısa olanı mı? Böyle birisi yetişkinliğe doğru gittiği zaman neden mesela kalıcı ya da evliliği düşünen bir ilişkiye girsin ki? İleride sosyal bağlara zarar verecek bir şeyin temeli erken yaş dönemindeki maruz kaldığı içeriklerle oluşturulmaya başlanıyor.”
Büyükçorak, özellikle erkeklerin küçük yaştan itibaren internet ortamında maruz kaldığı cinsel içeriklerin kadına bakış açısını temelden sarstığını anlatıyor. Son yıllarda evliliklerin bitme nedenlerinden biri olarak gösterilen oyun bağımlılığının çok daha vahim noktalara ulaşabileceğini söylüyor.
“Erkekler özellikle Akdeniz ülkelerinde 35 yaşına gelmiş olmasına rağmen ne çalışıyor, ne evleniyor, ne sorumluluk alıyor. Evde oyun oynuyor. Bunun tabii ki çok katmanlı nedenleri var ama sosyal medyadan örnek verelim. Erken yaşta sosyal medya ve oyunlara, cinsel içeriğe maruz kalması, erkeğin kadın cinsini metalaştırmasına yol açıyor. Duygusal bir varlık olarak görmüyor kadını artık. Erken yaşta bu travmayı yaşadığı için toplumsal bağlamda da zarar veriyor. Devlet açısından herhangi bir katkısı olmayan bu erkek modeli, ekonomik ve sosyal bakımdan çok büyük bir yıkım getirir uzun vadede.”
14 yaş sınırı yeterli mi?
Sosyal medya yasakları aslında çocuk ve gençleri bu tür mecralarla daha geç tanıştırarak sağlıklı ve sosyal bireyler olması için alınıyor. Peki 14 yaş yeterli mi?
“Terapi odasına lise çağında müthiş zorbalık içeren vakalar geliyor” diyen Büyükçorak, yaş sınırının en az 16 olması gerektiğini anlatıyor.
“Çünkü kız bir tane YouTube videosu koyuyor, gruplaşıyorlar. Altına çok kötü yorumlar yazıyorlar. Okula gitmiyor ya da kendine zarar verme, vücut ağrıları, mide bulanmaları ve hatta ilerlediği takdirde intihar düşünceleri devreye giriyor. Sosyalleşmenin ya da ötekiyle ilişkinin en karmaşık olduğu dönemler olan bu yaş gruplarında bu kadar sınırsız bir alan, bir dağılma getiriyor. Yani empati kurma ve duygudaşlık gibi olguların gelişeceği dönem manipülasyona uğramış ve bozulmuş oluyor.
Hem bilimsel olarak hem sosyal bakımdan şöyle değerlendirebiliriz. Aşırı sosyal medya kullanan kişilerde empati yoksunluğunu görüyoruz. Biz empati yoksunluğunu sosyopati ya da psikopati yatkınlığı olanlarda da görüyoruz ki şiddetin normalleşmesine sebebiyet veren şey bu. Lise çağında özellikle gruplaşma ve bireyleşmenin gruplaşmanın olduğu dönemde siz bir de böyle bir alan sunarsanız şiddete ya da zorbalığa güzel bir zemin hazırlamış olursunuz.”
“Türkiye’nin de konuyu gündeme getirmesi lazım”
İşleyen demir ışıldar. Peki, işletilmeyen bir nesil? İşletilmeyen bir varoluş toplumsal zehirlenmeye sebep olabilir… İşte bu nedenden sosyal medyayı çocukların kullanımına yasa koyucular tarafından sınırlama getirilmesi tüm dünyada artabilir. Mehmet Büyükçorak Türkiye’nin de bu konuda adım atması gerektiği görüşünde.
“ABD’de devletin işe girmiş olması kötü değil. Bir tarafıyla iyi. Çok erken yaşta bir nüfusu bağımlı hale gelmiş olursa ve elinizde devlet olarak sağlık ekipmanları bakımından yeterli enstitü ve yeterli profesyonel yok ise tedavi amaçlı belli bir yerden sonra toplumu kurtarmanız çok zor olabilir. O sebeple devletin kendi omzundaki yükü azaltmak için ne kadar bağımlıyı tedavi edebilir, ne kadar enstitüsü var, ne kadar yataklı yeri var bu kişilere yatırmak için. Buraları öngörüp devreye girmiş olması bu bakımdan daha önemli. Yani toplumsal uçurumun daha fazla açılmaması bakımından.”
TRTHABER