Arel’in ödüllü kurgu yönetmeni: Mahmut Aran

İstanbul Arel Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Radyo ve Televizyon Programcılığından mezun olan Mahmut Aran, Ali Özel’in yönettiği Bozkır filmiyle 56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Kurgu Ödülü”nü kazandı. İşin özünün çok çalışmak ve mesleğini sevmek olduğunu belirten Aran, ArelRepost’un sorularını yanıtladı.

Hangi bölümden, ne zaman mezun oldunuz? Eğitim süreciniz nasıldı, bu süreçte sektörde çalışmaya başlamış mıydınız?

İstanbul Arel Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Radyo ve Televizyon Programcılığından 2012 yılında mezun oldum. Üniversiteye girerken sektörde çalışmaya başlamıştım. Dolayısıyla okul ve iş hayatımı hep paralel götürmeye çalıştım. İstanbul Arel Üniversitesi’nde akademik eğitimler alırken sektörde pratik tecrübeler ediniyordum. Bu durum benim için epey avantajlar yarattı. 

 

 

Üniversite sonrası kariyeriniz nasıl gelişti? Sektöre atılma sürecinize değinir misiniz?

Sektöre, 2009 yılında lise stajımı yapmak üzere bir post prodüksiyon stüdyosunda adım attım. Stajım bittikten sonra aynı şirkette kurgu, ses, kamera departmanları gibi pek çok alanda asistan olarak çalışmaya başladım. Sonrasında kurgu asistanlığı, kurguculuk ve kurgu yönetmeni olarak pek çok projede yer aldım.

 

Her geçen gün ne çok şey bilmediğimi öğreniyorum

 

Kariyerinizde hangi projelerde yer aldınız? Bu zamana kadar geçen süreç size sektöre dair neler öğretti?

Küstüm Çiçeği, Dinle Sevgili, Benim İçin Üzülme, Huzur Sokağı, Kaçak, Kırgın Çiçekler, Kimse Bilmez, Bozkır, Çocuk, Ramo, Yeşilçam, Baba gibi pek çok projede yer aldım. Bu geçen süre epey bir tecrübe kazandırıyor insana ama esas olarak ne öğretti derseniz, her geçen gün ne çok şey bilmediğimi öğreniyorum.

 

Altın Portakal’da Bozkır filmiyle En İyi Kurgu ödülünü aldınız? Ödüle giden süreç nasıldı? İlk sinema filmi projenizde ödüle ulaşmak size neler hissettirdi?

Önemli bir festivalden ödül almak çok kıymetliydi ama bir o kadar da kıymetli olan o filmle kurduğum bağ… Bozkır filmi sürecinde hiçbir yerde edinemeyeceğim büyüklükte tecrübeler kazandım. Filmi tekrar tekrar, defalarca farklı versiyonlarda kurgulayıp en iyi sonucu almaya çalıştık. Aylar hatta yılları bulan bir çalışmanın sonucunda ödül ile takdir görmek de hepimizi çok mutlu etti.

“Kurgucular bir sihirbaz gibi geliyordu bana”

 

Ödüllü bir kurgucusunuz. Peki, kurguda ilerleme süreciniz nasıl gelişti? Neden kurgu?

Aslında kamera kullanmaya karşı daha çok hevesim vardı. Kariyerimin başında da kamera asistanlığı yapıyordum. Fakat bir gün çektiğimiz görüntüleri izlemek için kurgu odasına gittim. Orada bir de baktım ki çektiğimiz görüntüler, hiç tahmin edemeyeceğim bambaşka bir hale dönüşmüştü. Bu beni çok etkiledi. Kurgucular bir sihirbaz, kurgu odası da onların perde arkası gibi geliyordu bana. Sonrasında kurgu yapmayı denemek istedim ve görüntüler üzerinde editler yaptıkça bunu çok sevmeye başladım. Sonrasında da hep bu alanda ilerledim.

 

Yeni projeleriniz var mı? Bir Arelli olarak sizi hangi projelerde göreceğiz?

Şu anda isim veremem ancak önümüzdeki ay yeni bir diziye başlayacağız.

 

Sektörde idol olarak gördüğünüz kurgucular var mı? Kurgusunu beğendiğiniz filmler var mı? Geleceğe dair hayalleriniz neler?

Walter Murch en beğendiğim kurguculardan biri. Hatta Göz Kırparken isimli bir kitabı da var. Sinema ve kurgu ile ilgilenen tüm arkadaşlara bu kitabı tavsiye ederim. Kurgusunu beğendiğim epey iş var ama ilk sıraya Walter Murch’ın kurguladığı Baba filmini koyarım. Gelecek değil de daha çok bugünü yaşamayı amaçlıyorum, o yüzden elimden geldiğince her an yeni şeyler öğrenip keşfetmeye çalışıyorum. 

İletişim bölümlerinden mezun olan öğrencilerin sektörde iş bulmaları her geçen gün zorlaşıyor. Öğrencilerin sektöre girmek için neler yapması gerekli? Sizin tecrübeleriniz bu konuda neler söylüyor?

Aslında sektör artık herkese daha çok alan tanıyacak kadar büyük bir hale geldi fakat diğer mesleklerle karşılaştıracak olursak çalışma şartları oldukça zor. Özellikle de kariyerlerinin başında olanlar için maddi kazançlar oldukça düşük. Bu zorluklara katlanabilmek için öncelikle sevmek ve sonrasında da sabretmek gerekiyor. Bu işlerle ilgilenen bir tanıdığa ulaşıp sonrasında muhakkak bir iş bulunabilir. Ancak gözlemlediğim kadarıyla iş bir şekilde bulunuyor fakat sonrasında sektörde tutunamıyor insanlar. Çünkü bu iş insanın hayatının büyük bir kısmını kaplıyor dolayısıyla da büyük bir fedakârlık istiyor. O yüzden benim tavsiyem, biraz daha sabırlı olunmasında fayda var.

 

Öğrencilerin okurken pek önemsemeyip aslında ileride çok işine yarayacak şeyler var mı? Mesela edebiyatla içli dışlı olmak, sinemaya dair kuramsal okumalar yapmak gibi…

Çok film izleyip filmler üzerine kafa yormak, konuşmak, düşünmek olabilir. Vakit buldukça fotoğraf çekmek, internetten filmlerin kamera arkalarını seyretmek, roman okumak çok işe yarayabilir. Yani artık internet sayesinde kendimizi birçok konuda eğitebiliyoruz. Örneğin herhangi bir kurgu programını indirip üzerinde denemeler yapılabilir…

“İşin özü çok çalışmak ve mesleğini sevmek”

 

Sektöre atılmak isteyen, iyi bir kurgucu olmak isteyen öğrencilere tavsiyeleriniz neler olur?

Öncelikle şunu söyleyebilirim ki ben iyi bir kurgucu olacağım diye sektöre girmedim. Bu sektörde bir şeyler yapmak istiyordum ama bunun kurgu olduğunu deneyerek buldum. Yani kendilerini bir alana şartlamasınlar. Herhangi bir yerinden başlayıp farklı departmanları denemeli ve kendilerine hangisinin daha yakın olduğunun pratiğini yaparak, keşfederek bulmalılar. Sonrasında da bu hangi bölümse, mesela kurgu alanı tercih edildiyse çalışmaya bol bol kurgu yapan insanların yanlarında oturup onları izleyerek, sonrasında da kendilerinin bu deneyimleri sürekli uygulayarak çalışması gerekiyor. Yani işin özü çok çalışmak ve bu kadar çalışmaya katlanabilmek için de mesleğini sevmekten geçiyor…