2 bin yıllık bir cesedin sırrı çözüldü!

2 bin yıllık cesedin sırrı çözüldü: Altı yaşında ne yediği bile bulundu…

Bilim ve insanlık tarihine yön veren muhtemelen en önemli soruların başında geliyor. İşte çarpıcı bir “Nasıl oldu?” daha… Günümüz Rusya’sının güney kesiminde 2 bin yıl önce doğmuş genç bir adamın yolu nasıl oldu da İngiltere’nin kırsal kesimlerine düştü?

Cambridgeshire’da bulunan iskeletin DNA örnekleri üzerinde yapılan araştırmalar Roma Britanyası tarihinin önemli bir dönemine ışık tutarken genç adamın adımlarını da takip etti. Verilere göre ceset Sarmatyalılar olarak bilinen göçebe bir gruptan bir adama ait.

Bu, insanların Roma İmparatorluğu’nun en uzak noktalarından Britanya’ya geldiklerinin ve bazılarının kırsal kesimde yaşadıklarının ilk biyolojik kanıtı olarak kabul edilebilir.

Kendisi sıradan insanın hikayesini bile aydınlatacak.

Kalıntılar, Cambridge ile Huntingdon arasındaki yolun iyileştirilmesi için yapılan kazılar sırasında keşfedildi. Kullanılan bilimsel teknikler, büyük tarihi olayların ardındaki sıradan insanların genellikle anlatılmayan hikayelerini ortaya çıkarmaya yardımcı olacak. Yüzbinlerce yıllık fosilleşmiş kemik parçalarındaki bireyin etnik kökenini gösteren genetik kodun okunması da bunlara dahil.

Arkeologlar eksiksiz iskeleti keşfetti; iskelete bulunduğu Cambridgeshire köyü ve örnek numarasının birleşimi olan Offord Cluny 203645 adını verdi. Hiçbir kişisel eşyası olmadan tek başına bir hendeğe gömülen gencin kimliğini tespit etmek için gözle görülür çok az veri bulunuyordu. Londra’daki Francis Crick Enstitüsü Antik Genomik Laboratuvarı’ndan Dr. Marina Silva, Offord’un antik DNA’sını, tüm iskeletin en iyi korunmuş kısmı olan iç kulağından alınan küçük bir kemikten çıkardı ve kodunu çözdü. Dr. Silva, “Bu, hayatta olan birinin DNA’sını test etmeye benzemiyor” şeklinde konuşuyor ve ekliyor: “DNA çok parçalanmış hasar görmüş. Ancak biz onun yeterince büyük bir kısmını çözmeyi başardık. Gördüğümüz ilk şey, genetik olarak şimdiye kadar üzerinde çalışılan diğer ‘Romano-British’ bireylerden çok farklı olduğuydu.”

En son antik DNA analiz yöntemleri, yakın zamana kadar yalnızca belgeler ve arkeolojik kanıtlarla yeniden kurgulanan olayların ardındaki insan hikayelerini artık detaylandırabiliyor. Bunlar büyük ölçüde zengin ve güçlülerin hikayelerini anlatıyor. En son araştırma ise sıradan bir insanın -Britanya’nın Roma işgali altında olduğu dönemde, MS 126 ile 228 yılları arasında Cambridgeshire’da bir hendeğe gömülen genç adamın- gizemini çözmek için en ileri adli tıp bilimini kullanan adeta bir dedektif hikayesi.

Arkeologlar ilk başta yerel bir adama dair olağanüstü bir keşif gerçekleştirdiklerini düşündüler. Ancak Dr. Silva’nın laboratuvarındaki DNA analizi onun Roma İmparatorluğu’nun en uzak bölgelerinden, şu anda Rusya’nın güneyi, Ermenistan ve Ukrayna’nın bulunduğu bir bölgeden geldiğini gösteriyor.

Analizler adamın antik bir Farsça konuşan ve binicilik becerileriyle tanınan bir Sarmatyalı olduğunu ortaya koyuyor. Peki nasıl oldu da evinden bu kadar uzakta, imparatorluğun durgun sularında kaldı? Cevapları bulmak için Durham Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden bir ekip, yediği yiyeceklerin kimyasal izlerini taşıyan fosilleşmiş dişlerini incelemek için başka bir heyecan verici analiz tekniği kullandı.

Dişler zamanla gelişir, bu nedenle tıpkı ağaç halkaları gibi, her katman o anda kendilerini çevreleyen kimyasalların anlık görüntüsünü kaydeder.

Altı yaşına kadar ne yediği dahi bulundu!

Analiz, adamın altı yaşına kadar bilimsel olarak “C4 bitkileri” olarak adlandırılan ve Sarmatyalıların yaşadığı bilinen bölgede bol miktarda bulunan darı ve sorgum tanelerini yediğini gösteriyor. Prof. Janet Montgomery’ye göre analizler zamanla bu tahılların ve buğdayın tüketiminde kademeli bir azalma olduğunu da göstermekte: “Analiz bize genç adamın Britanya’ya yolculuğunu atalarıyla değil kendisinin gerçekleştirdiğini söylüyor. Yaşı ilerledikçe batıya göç etti ve bu bitkiler beslenme düzeninden tamamen çıktı.”

Tarihsel kayıtlar, Offord’un bir süvarinin oğlu ya da muhtemelen kölesi olabileceğini gösteriyor. Bunlar onun yaşadığı dönemde Roma ordusuna dahil edilen Sarmatyalı süvari birliğinin Britanya’ya gönderildiğini gösteriyor.

Kazıyı yöneten MOLA Headland Infrastructure şirketinden Dr. Alex Smith’e göre, DNA kanıtları bu resmi doğruluyor. Dr. Smith, BBC News’a konuşurken “Bu ilk biyolojik kanıt” ifadelerini kullanmakta: “Bu DNA ve kimyasal analiz tekniklerinin varlığı, artık farklı sorular sorabileceğimiz ve toplumların nasıl oluştuğuna, yapılarına ve Roma döneminde nasıl geliştiklerine bakabileceğimiz anlamına geliyor. Bu sadece şehirlerde değil kırsal kesimde de çok daha büyük bir hareketin olduğunu gösteriyor.”

Crick’teki antik genom laboratuvarının başında bulunan Dr. Pontus Skoglund ise BBC News’e yeni teknolojinin geçmişe dair anlayışımızı değiştirdiğini söylüyor: “Antik DNA’nın bugüne kadarki ana etkisi, Taş ve Bronz Çağlarına dair anlayışımızı geliştirmek oldu ancak daha iyi tekniklerle aynı zamanda Roma ve sonraki dönemlere dair anlayışımızı da dönüştürmeye başlıyoruz.”

 

MashableTürkiye